Ya doğruysa?
İslam’ın ileri sürdüğü deliller(entellektüel boyut) inanmaya açık olan(psikolojik boyut) herkesi ikna edecek güçtedir.
İnanmak istemeyen kişi inanmaz. Çok evlilik vb. yüzlerce kez cevaplanmış konuları inanmama sebebi gibi lanse eder, oysa bunlar niçin inanmadığını açıklamak için ileri sürülen sözde gerekçelerdir. İnanmamaya yol açmış sebepler değildir. Kırılma daha önce başlamıştır ve psikolojiktir.
Kendi menfaatini düşünen aklı selim bir insan ‘ya doğruysa’ ihtimalini göz önünde bulundurur, ahiretini tehlikeye atmaz. Dinle daha ciddi ilgilenir, ciddi sorgular(önyargısız), iyice emin olduktan sonra(bütün karşı ihtimalleri(dinin lehindeki delilleri) yüzde yüz çürüttükten sonra) inkar eder, eğer edecekse. Dine karşı ‘pozitif ayrımcılık’ yapar, sorgulamalarında ve araşırmalarında daha sabırlı olma manasında, dine kendini daha fazla ifade şansı tanıma manasında, kendi nefsi tehlikeye gireceğinden dolayı pozitif ayrımcılık yapar.
Burada asıl mesele şudur: İnanıp da yanılmanın hiç bir zararı yok. Ama inkar edip de yanılmanın zararı cehennemdir. Dolayısıyla deist, ateist vd. yanılma lüksü yok, iman edenlerin yanılma lüksü var, çünkü kaybedecekleri bir şey yok. Bizim yanılmamız durumunda zaten kısa ve geçici dünya hayatımız bitince yok olup gideriz. İnkar edenler yanılırlarsa onları cehennem azabı bekliyor. Ateşte yanmak ister misiniz? Kimse bunu istemez. Dolayısıyla deist veya ateist olsaydım elimden geldiğince önyargısız bir değerlendirmeye tabi tutardım dinleri. Hatta dinin aleyhinde çok açık bir delil olmadıkça inkar etmezdim. Şimdiye kadar 1400 yıldır İslam’ın aleyhinde getirilen delillerin ve çelişki iddialarının hiç birinin izah edilemeyecek bir yanı yok. Ya ayetlerin yanlış tercüme edilmesinden kaynaklanan ya da Kuran’ın bütünlüğünü göz ardı etmekten kaynaklanan çelişki vehimleri ya da bir dinin batıllığını göstermeyen felsefi sorular, Allah neden kötülüge müsade ediyor vb. dinin yanlışlığına delil teşkil etmeyecek sorulardan dolayı insanlar inkar ediyorlar. İnkar etmeye zorlayan bir delil mevcut olduğundan değil.