TEBLİĞİN ULAŞMASI SORUNU

Yaradan tarafından bir peygamberin gönderildiği bilgisinin -bir iddia olarak bile olsa- bir insana ulaşması durumunda kişinin sorumlu olduğu düşüncesi savunulabilir. Şu misali verebiliriz. Almanya’da tren istasyonlarında belli tarihler arasında inşaat dolayısıyla trenlerin kalkmayacağı bilgisi verildikten sonra şu anons geçilir: ‘Lütfen ayrıntılı bilgiyi kendiniz edininiz’(Bitte informieren sie sich!). Tıpkı bunun gibi Peygamber geldi bilgisinden sonra ayrıntılarla ilgili bilgiyi(Peygamber gerçek mi değil mi, mesajı nedir vs.) herkes kendisi edinmeye çalışması lazım, çünkü bu bilgi kişinin kendisini ilgilendiriyor, tıpkı trenle ilgili bilginin kişiyi ilgilendirdiği gibi. İlahi imtihanda da bu kadar araştırma zahmeti beklemek adalete aykırı olmasa gerek, çünkü insanda bunu yapma gücü var. İnsan kendi gafletinin sorumluluğunu taşımak zorunda bahanelerle işin içinden çıkamaz, ‘biz size düşünmeniz için yeteri kadar ömür verdik’(35/37) ayeti bunu gösterir. Tebliğin insanın ayağına kadar gelmesi ile sadece peygamberin ismini duymak arasındaki çizgide yapılabilecek çok şeyler var.

Paylaş