ŞÜPHELERİM VAR, NE YAPMALIYIM?
Çok değişik ve birbirine zıt bilgilerin dolaşımda olduğu bir dijital çağda yaşıyoruz.
Karşılaştığımız bilgilerden veya yaşadığımız tecrübelerden, anlam veremediğimiz hadiselerden dolayı şüpheye kapılmamız hayatın doğal akışı içerisinde yer alan bir durumdur.
Ancak doğal olmayan şüpheden sonra hemen inkara kapılmaktır.
İnkar ayrı şüphe ayrıdır.
İnkar bir karar ve tutumdur. Karar ve tutumlar kolay kolay değişmez, düzeltilemez, geri dönüşü sağlanamaz. Bu nedenle kararın doğruluğundan yüzde yüz emin olmak gerekir.
Yeterince araştırma yapmadan karar vermek doğal bir tutum değildir. Yeterince araştırmayı şuna benzetebiliriz. Düşünün siz bir hakimsiniz ve karşınıza bir sanık geldi. Bu sanığı yargılamadan önce sanığa kendisini savunması için yeterince imkan vermeniz gerekir. İlk duruşmadaki ifadesine bakarak hemen yargılamak adil olmayacaktır. Sanığın kendisini ifade etmesine imkan tanımanız gerekir. Mevzu din olunca, sanık sandalyesinde din oturmaktadır. Dinin kendisini savunabilmesi demek sizin bu konuda dinin verdiği bütün cevapları hakkıyla araştırmanız demektir.
İslam’la ilgili şüphelerimizin bir çok kaynağı bulunabilir, bunların başında gelenler şunlardır:
– İslam’la ilgili bilgilerimizin az olması, yetersiz olmasından dolayı şüpheye yol açan durumla ilgili İslami cevabın ne olduğunu tam bilmemek. Bu bilgi eksik olunca İslam’dan şüphe edebiliyoruz. Dolayısıyla yapılması gereken İslam’ın bu konudaki cevaplarını araştırmaktır. Araştırma üstün körü olmamalı. Detaylı olmalıdır. Sadece okumaya dayalı da olmamalıdır, bilen birileriyle diyalog kurulmalıdır.
– Yaşadığımız negatif hadiselere anlam verememek. Hayatın imtihan olduğunu burada unutmamak gerekir. Allah kullarını değişik vesilelerle sınava tabi tutmaktadır.
– Dijital medyalardaki dezenformasyondan etkilenmek. Burada bilgilerin çoğu zaman çarpıtılmış olduğunu ve kasıtlı bir biçimde eksik verildiğini bilmek gerekir. Yarım bilgi yalan haberin etkisini yapar. Verilen bilgi doğrudur ama eksik olduğu için insanın zihninde yanlış algı oluşturuyor bu da şüpheye götürüyor.
– Nefsimizin arzularını belirleyici kılmak. İnsan nefsi üstünde başka bir otorite kabul etmek istemez. Günde 5 vakit namaz kılmak, gözünü haramdan sakındırmak gibi birçok mükellefiyetten insan kurtulmak için inkara meyledebilir. Bilinçaltımız bizi bu motivasyonla yönlendirebilir ve bunu aklileştirerek yapar. İtirazları, inkarı rasyonalize ederek yapar ki, vicdanımız rahat olsun. Bu gaflete düşmemek gerekir. İnsan kendi ahiretini nefsinin gelip geçici arzu ve zevkleri için tehlikeye atmamalıdır.
Kısacası yapılması gereken:
– Araştırmaya, okumaya devam etmek.
– Lehte ve aleyhteki bütün delilleri toplamak ve bunları aklımızla tartmak.
– Bilen insanlarla diyaloğa girip şüpheleri açık açık konuşmak, başkalarından yardım almak.
– Kendimize ve araştırmalarımıza zaman tanımak aceleci karar vermemek.