Zum Inhalt springen
- Bu hükümde kocanın suç işlemiş karısına karşı uyguladığı bir ceza söz konusudur, genel bir dövme hakkı mevzubahis değildir. Bu ceza da üçüncü aşamada uygulanmaktadır. Daha sonra düzelme olunca sulh olacağı ifade edilmektedir.
- Bu hüküm belli bir suçun (nüşuz) işlenmesine yönelik, son olan üçüncü aşamada uygulayabileceği bir hükümdür. Genel anlamda erkeğe eşini dövme hakkı vermemektedir. Sadece bir olayla sınırlıdır.
- İslam hukukunda bazı suçlarla ilgili fiziksel cezalar bulunmaktadır. Bunlardan örnek olarak zina eden erkek, hırsızlık yapan erkek için de fiziki cezalar öngörülmüştür. Burada şu hakikatin görülmesi elzemdir. Fiziksel olarak cezalandırılan bir cinsiyet (erkek/kadın) değildir, bir suçu işleyen insandır. 4/34 hükmüne bu açıdan bakmak gerekir. Evet burada erkeğe bu hak veriliyor, ama karısı belli bir suçu işlediği için veriliyor. Cinsiyet açısından değerlendirilebilecek genel bir izin değildir. Yani erkek eşini dövebilir şeklinde Kuran’dan bir hüküm çıkmaz.
- Ayette geçen darabe fiilinin ‘çıkarma’ anlamına geldiğine dair iddialar da vardır. Bunların ilmi olarak ne kadar doğru olduğunu ayrıca tartışmak gerekir. Sırf bu konudaki eleştirilere artık muhatap olmamak maksadıyla bu yorumu kabul etmek ilmi bir tutum olmayacaktır. Önemli olan Allah’ın maksadını objektif olarak ortaya çıkarmaktır.
- Velev ki ‘dövme’ kastedilmiş olsa bile bu istisnai durumlar için son adım olarak verilmiş bir seçenektir. Darp aslında ‘dövmek’ değil ‘vurmaktır’, ‘dövmek’ kelimesinin Türkçedeki çağrışımı farklı. Omuzuna hafifçe vurmak bu fiilin yerine getirilmesi için yeterli kabul edilmiştir, yoksa kadını medyada gördüğümüz gibi dövmek kastedilmiyor, hatta sembolik siddet olarak değerlendiren geçmiş alimler de var. Dolayısıyla bunun ağzını burnunu dağıtma manasında bir dövme olmadığı geçmiş alimler tarafından ifade edilmiştir.
- İnanmış bir mümin için Allah’ın hiçbir hükmü abes değildir.