KADER SORUNSALININ ÇÖZÜMÜ
Kader konusu gereksiz yere karmaşıklaştırılmış, içinden çıkılmaz bir hale dönüştürülmüş bir mevzudur.
Kuran’da toplumda anlaşıldığı gibi bir kaderden bahsedilmez. Kader ölçü demektir. Allah’ın kainatı bir ölçü ile yaratması O’nun kaderidir. Her varlığa bir özellik verilmiş, o varlıklar bu özellik dairesinde hareket ederler.
İnsana da hür irade verilmiştir, o bu iradenin çerçevesinde kendi hür kararlarıyla hareket eder ve aldığı karar ve uygulamalarından sorumludur. Olay bundan ibaret.
Allah kimsenin kafir olacağını önceden belirlememiştir. Ama önceden bilmektedir. Çünkü Allah zamandan münezzehtir. Zaman kainatın yaratılışında madde ile birlikte yaratılmış bir boyuttur(mekan boyutu ile zaman boyutu bir bütündür). Allah yarattığı bir şeyin mahkumu olamaz. Dolayısıyla geçmiş, an ve gelecek bu üç kategorideki bütün oluşların da bilgisi Allahta ‘önceden’ bulunmaktadır. ‘Belirleme’ ayrı bir fiil, ‘bilme’ ayrı fiildir.
Ezeli bilgi kişiyi amel etmeye zorlamaz. Benim gelecekte hangi tarihte güneş tutulması olacağını bilimsel olarak bilmem güneşin hareketi üzerinde bir tesir yaratmaz.
Konuyu karmaşıklaştıran sebeplere gelince bunların başında bazı uydurma hadisler(rivayetler) geliyor. O rivayetlerde geçen ifadelerden sanki Allah bir insanın cehenneme gideceğini önceden belirlemiş ve böylece haksız yere o kişi cehenneme gidiyormuş gibi bir anlam doğuyor. Oysa böyle bir tasavvur Kuran’a aykırıdır.
Biz insana iki yol gösterdik, ister şükredici olur, ister nankörlük edici. (İnsan Suresi, 3)
İkinci sebep Kuran’da yanlış anlaşılan, ‘Allah dilemedikçe kimse iman edemez’ vb. ayetler. Bu ayetleri İnsan suresindeki ayetle birlikte anlamak gerekir. Burada Allah’ın mutlak otoritesine vurgu yapılıyor, ancak Allah’ın insana bu hürriyeti verdiğini de dile getiriyor. Yani insan dilerse iman eder, bununla birlikte herşey Allah’ın izin vermesine(dilemesine) bağlıdır. Allah izin vermeden bir yaprak bile dalından düşmez.
Üçüncü sebep, kader sorununun antik dönem felsefelerinde de ele alınması sonucu felsefeciler ile tanışan İslam alimlerinin bu konuya onlardan etkilenerek yaklaşması sonucu karmaşıklaştırılmasıdır.
Çözüm
Bugün kader var diyenler de yok diyenler de şu noktada buluşmaktadırlar:
- Allah ezeli ilmiyle gelecekte olan herşeyi bilmektedir. [Kuran’da yer alan ve bilimsel gerçeklik tarafından da öyle olması gerektiğini anladığımız bu bilgiden eminiz.]
- Allah kimseyi kötülük yapmaya, inkara sapmaya zorlamamaktadır, bunlar kişinin hür iradesiyle gerçekleşmektedir. [Her insan kendi öz bilincinde iradesine dışarıdan bir müdahalenin olmadığının farkındadır. Dolayısıyla bu bilgiden emin olabiliriz.]
Önemli olan bu temelde anlaşabilmektir. Gerisinin/detaydaki anlaşmazlıkların (insanların hayatında) bir önemi yok.