Kuran’da Mecazi Kullanım

1. Mecaz nedir ?
‘Mecaz’, bir sözcüğü gerçek anlamından başka bir anlamda kullanma sanatıdır. Sözü daha canlı, çarpıcı ve etkili kılmak amacıyla kullanılır. Mecazın zıddı ‘hakikat’tır.
2. Kur’an’daki Kullanımı
1-Genel olarak kullanılan mecaz:
Örnekler:
“Şu dünyada kör (a’ma) olan kimse, ahirette de kördür, yolu daha sapıktır.” (17/72)
Bu ayette geçen ‘kör’ sözcüğü hakiki manasıyla değil mecazi anlamda  kullanılmaktadır. Buradaki körlük bedensel bir özrü değil, ‘dalalet’i (şaşkınlık, doğru yolu bulamama) ifade etmektedir.
“Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak, size helal kılındı. Onlar sizin elbisenizdir. Siz de onların elbisesisiniz…” (2/187)
Burada ‘elbise’ (libas) sözcüğü gerçek manasının dışında mecazi olarak kullanılmıştır.
2- Tabiatla ilgili:
1. Nefes alıp verdiği zaman sabaha andolsun. 81/18
2. Yürüdüğü zaman geceye. 89/4
3. Geceyi durmadan kovalayan gündüzün üzerine bürüyüp örter.
Kuran’da tabiatı ‘canlı’ bir biçimde anlatan daha pek çok ayet vardır. Bütün bu ayetlerde ‘nefes almak’ ‘yürümek’ ‘kovalamak’ gibi fiiller canlı varlıklara ait olduğu halde cansız tabiata mecazen atfedilmiştir. Etkisi ise gayet açıktır. Sabahın nefes aldığını tasavvur ettiğinizde çok daha farklı bir etki bırakıyor insanın ruhunda. Tabiattaki canlılığı, dinamikliği bundan daha güçlü anlatamazsınız.
3-Allah’ın isim ve sıfatlarıyla ilgili olarak kullanılan mecaz.
Kuran zihnimizde varolan kavram ve kelimelerle ‘yaşayan, canlı, her an hayatın içinde’ bir Allah anlayışını ‘etkili ve güçlü’ bir biçimde vermeyi amaçlamaktadır.
1. Allah’ın ‘yüzü’ tabiri:
Kuran’da Allah’ın yüzünden bahseden birçok ayet vardır. Bu ayetlerde Allah’ın zatı ve kendisi ifade edilmektedir.
“Ve Allah ile beraber başka bir ilaha tapma. O’ndan başka ilah yoktur. O’nun yüzünden (vech) başka herşey helak olucudur. Hüküm O’nundur ve siz O’na döndürüleceksiniz.” (28/88)
Bu ayetteki ‘yüz’ ifadesi mecazi olup Allah’ın “zatı”, “kendisi” anlamındadır.
AYNI SÖZCÜK (VECH=YÜZ) KURAN’DA İNSAN İÇİN DE KULLANILMAKTA ve ‘ZATI’ ‘KENDİ’Yİ ifade etmektedir.
‘Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır.’ (21/30)
Kuran’ın bütünlüğüne başvurmanın asırlardır tartışılan konuları nasıl çözüme kavuşturduğunu görüyoruz. Burada insanın FİZİKİ ANLAMDA YÜZÜNÜ DİNE ÇEVİRMESİNİ istediği söylenebilir mi ?
2. Allah’ın ‘eli’ tabiri:
Kuran’da Allah’ın elinden, iki elinden bahseden birçok ayet vardır.
‘Görmediler mi ellerimizin (eydina) yaptıklarından kendilerine nice hayvanlar yarattık da kendileri onlara malik olmaktadırlar. (36/71)
Kuran’ın muhtevası ve bütünlüğü gereği Allah’ın elleriyle fiiller yaptığını söylememiz mümkün değildir.
Zira Allah ‘bir şeye ‘ol’ der, o da hemen oluverir.’ (Yasin suresi 82. ayet)
Burada ‘ellerin yaptıklarından’ maksat ‘Allah’ın kudretiyle yaptıklarıdır’.
Zira ‘el’ kuvvet anlamında da mecazen bütün dillerde kullanılmaktadır. Aşağıdaki ‘Ülke padişahın elindedir’ misalini hatırlayalım.
“El”in mecazi anlamda Allah’a atfen kullanıldığı bir başka ayet ise şöyledir:
“Sana biat edenler gerçekte Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın eli (yedullah) onların ellerinin üzerindedir…” (48/10)
Ayetteki “el” tabirini hakiki/zahiri manada alıp Allah’ın elinin somut biçimde müminlerin elleri üzerinde olduğu düşünülemez. Bu ifade ile Allah’ın rahmeti ve kudreti ile müminlere destek ve yardımcı olduğu ifade edilmek istenmektedir.
Yine Kuran bütünlüğüne başvurduğumuzda ‘EL’İN SÖYLEDİĞİMİZ ANLAMDA İNSANLAR İÇİN DE KULLANILDIĞINI tespit etmekteyiz:
‘Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını verin. Ancak kadınlar vazgeçer yahut nikah bağı ELİNDE (biyedihi) bulunan erkek vazgeçerse başka.’ (2/237)
Ortada somut bir nikah bağı varda kişi onu MADDİ ELİYLE TUTUYOR DEĞİLDİR.
3. Allah’ın ‘unutması’
‘Öyleyse bu gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık olarak azabı tadın. Biz de sizi gerçekten UNUTTUK (nesina) (32/14)
Bu ayetteki ‘unutma’ fiilini lafzi anlamıyla Allah’a atfetmenin bir imkanı yoktur. Mecaz yoluyla atfedilebilir ancak. Ve yine günlük lisanımızda da ‘ben seni unuttum’ derken hafızanın unutması değil, o kişiye artık değer verilmediğini ifade etmek için kullanılır. Görüldüğü gibi ayetlerde ifade edilen birtakım fiiller Allah’a ancak MECAZ YOLUYLA ATFEDİLEBİLİR.
Başka bir örnek:
‘İşte Allah’ın boyası. Allah’dan daha güzel boyası olan kim vardır ? Biz yalnız ona kulluk ederiz.’ (Bakara 138)
Buradaki ‘boyayı’ mecaz dışında lafzi(fiziki) anlamıyla anlamak mümkün müdür ? Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Arşa istiva vb. konulardaki kullanımların da mecazi olduğunu rahatlıkla kabul edebiliriz. Bu Kuran’ın söz sanatıdır.
Paylaş