Şüphe
Modern çağda yaşıyoruz, materyalizm, ateizm gibi fikri akımların etkisi altında büyüyoruz, üzerimize çamurun bulaşması normal.
Bilginin sadece gözle görülen şeylere indirgenmesi bir saplantı ve takıntıdan ibarettir. Kim demiş bunu, bu yetkiyi kim almış? Pozitivizmin baskısından kurtulmalıyız. Aşağılık komplekslerimizden arınmalıyız. Akıl bazı paradoksları kabul etmek zorunda kalmıştır: İkizler paradoksu gibi. Sadece gördüğüme inanırım demek, görülen şeyler ilimdir diğerleri değildir demek artık modadan çıkmıştır.
Şüphenin Tanımı:
İki veya daha fazla şey arasında hangisinin gerçeğe uygun olduğunu kestirememe halidir ve henüz
yeterli derecede tahkik edilmemiş konunun ‘geçiçi bir şekilde ortada bırakılmasını’ içeriyor.
Fonksiyonu:
- Şüphe ‘acaba’ demektir. Acaba diyemiyen önüne gelen herşeyi gözü kapalı doğru kabul eden biridir.
- Akıl üzerinde uyartıcı bir etki yapabiliyor
- Gerçeğe uygun ve akli bir seçim yapmağa tahrik edici
Ve bu niteliğiyle
- Dinamik
- Gerçeğe yönlendirici
- Kalıcı değil, geçicidir
- Aklı ve hayali tahrik eden metoddur
Amacı:
Şüphenin amacı şüpheyi ortadan kaldırmaktır. Şüphe hangi mesele hakkında, hangi gerekçelerle şüphe edilemiyeceğini bulmaktır. Bu şekilde şüphe kendisinin aşılmasına hizmet ediyor. Şüphenin devamı durumu iradeye bağlıdır. Çünkü bu durum akıl yürütme sayesinde ortadan kaldırılabilir.
İman ve şüphe:
İmandan önce şüphe olabilir, çünkü Allah aklederek iman etmemizi istiyor, fakat imandan sonra şüphe olamaz, çünkü iman; iman esasları hakkında ‘emin olmak, şüphesi kalmamak’ demektir. İmandan sonra şüphe edilmez.
Yükümlüye ilk gerekli olan şüphedir. Çünkü şüphe bulunmadan akıl yürütmeye koyulmak, eldeki bir şeyi ele geçirmeye çalışmak anlamına geleceğinden imkansızdır. Bu durumda şüphe, akıl yürütmeden öncedir.
Öyleyse ilk gerekli olan şüphedir.
‘O müminler ki, Allah’a ve Resulüne iman ettiler ve şüpheye düşmeden(lem yertâbû) cihad ettiler.’ (49/15)