Çelişki İddiası: Fatır 43 – Bakara 106 [Allah sözünden döner mi?]
Fatır 43: (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.
Bakara 106: Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.
Eleştiri:
“Dinin Allah tanımına bakarsak eğer (geleceği bilir, herşeyden haberdardır, herşeyin en doğrusuna karar verir) Allah’ın herhangi bir hükümde hata yapıp sonradan düzeltme gibi bir şansı yoktur. Zira böyle bir şey olursa Allah’ın yukarıda saydığımız vasıfları şüphe altına girer. Kuran’da da bu hususta kesin hükümler vardır, Fatır 43 gibi. Peki o zaman Bakara 106 gibi diğer ayetlerde neden Allah sözünü değiştirebileceğinden bahsediyor?”
Cevap:
Önce şunu belirtelim, Allah kendi sözünü değiştirmiyor. Allah bir topluma yönelik indirdiği hükmü değiştiriyor, bunu zaman içinde toplumsal şartlar ve insanların ihtiyaçları değiştiğinden ve benzeri sebeplerden dolayı değiştirebilir. Değişen insanların uyması istenen hükümdür. Allah verdiği bir sözden dönmüyor, kendi sözünü(bir hakikatla ilgili) değiştirmiyor.
Fatır 43 ayetinde dile getirilen ‘sünnetullah’ kavramıdır. Allah’ın sünneti tabiri Kuran’da 8 yerde geçmektedir ve hepsinde -konteskten anlaşıldığı gibi- Allah’ın toplumsal değişim konusunda koyduğu yasalar kastedilmektedir. Bunlar değişmez. Mesela Rad 13 ayetinde bildirilen ‘bir toplum kendi nefislerindekini değiştirmedikçe Allah o toplumun halini değiştirmez’ böyle bir toplumsal yasadır.
Bakara 106 ayetinde ise toplumların uymaları gereken emir-yasak bağlamındaki hükümler kastediliyor. Özellikle geçmiş şeriatlerin neshi (Kuran’ın kendi ayetleri arasında bir hükmün değişmesi değil) önceki şeriatlerdeki ayetlerin/hükümlerin (İncil, Tevrat vb.) değiştirilmesi dile getirilmektedir. Yani burada kastedilen yasalar başka, toplumların hangi şartlarda değişime uğradıkları ile ilgili sosyolojik yasalar başkadır.
Yine dikkat edilirse iki farklı konu sözkonusu. Dikkatsiz bir okuma veya bazı meal-tercümelerde sünnetullah tabirinin Allah’ın yasası diye çevrilmesi, toplumlara yönelik emir ve yasakların da bazen yasa veya hüküm olarak tercüme edilmesi sonucu çelişki varmış gibi bir izlenim doğmaktadır. Bunlar meallerdeki yetersizliklerden, dikkatsiz okuma ve artı önyargılı okuma sonucu oluşan yanılgılardır.