Yahudiler Üzeyr’i Allah’ın oğlu kabul etmiyorlar mı?
Tevbe 30-31: Yahudiler: ‘Üzeyr, Allah’ın oğludur; dediler. Hristiyanlar da: Mesih Allah’ın oğludur’, Bu, onların ağızlarında geveledikleri sözlerdir. Sözlerini daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da döndürülüyorlar! Yahudiler Allah’ı bırakıp bilginlerini, hahamlarını; Hıristiyanlar da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i rabler edindiler. Halbuki onlara sadece tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.
Cevap 1:
Her dinde yüzlerce mezhep vardır ve bu mezheplerin inançla ilgili görüşleri de birbirlerinden çok farklı olabilmektedir. Örneğin bazı Hristiyan mezhepleri İsa’nın Allah’ın oğlu olduğunu kabul etmezler. Lakin çoğunluk kabul eder. Tıpkı bunun gibi Yahudi mezhepleri içinde de farklı inanışların mevcut olması doğal karşılanmalıdır. Medine’de yaşayan Yahudiler Üzeyr’in Allah’ın oğlu olduğuna inanıyorlardı. Kuran bunların inancını tasvir etmektedir, zira muhatap bunlardır. İlgili ayetlerin amacı Yahudilerin bütün dini inanç ve mezheplerinin tarihini anlatmak değildir herhalde. Eğer Medine’deki Yahudiler Üzeyri Allah’ın oğlu kabul etmeseydiler bu ayetlere itiraz ederlerdi. Ancak böyle bir durum vaki olmamıştır.
Cevap 2:
“Tevbe Suresi 30. ayette geçen “Yahudiler: ‘Üzeyr, Allah’ın oğludur; sözünden yola çıkarak bazı kişiler Tevratta Üzeyir adında bir isim olmadığı ve Yahudilerin bu kişiye Allah’ın oğlu demediklerini söyleyerek haşa Kuran’ın hata yaptığını iddia ederler.
Oysa gerçekler tamamen farklıdır ve Kuranı doğrulamaktadır. Tevratta Üzeyir adında bir elçiden bahsedilir tabi ki. Bu kişi Tevratın diliyle EZRA‘dır. Ve tarihi veriler bu kişiye özellikle 10.yüzyıla kadar Musevilerin ”Allah’ın oğlu” dediklerini ispat eder.
Üzeyir’i Allah’ın oğlu olarak kabul etmelerinin sebebi, O’nun kaybolan Tevrat’ı yeniden yazması idi. Tevrat’ta “Katip Ezra” (Ezra ha-Sofer) olarak zikredilen Üzeyir, Buhtunnasr’ın Kudüs’ü yağmalamasıyla yakılan, yok edilen ve hatta tamamen unutulan Tevrat’ı yeniden tertip eden yazan kimsedir.
Yahudi inanışına göre Allah, Üzeyir’e yanına katipler alarak inzivaya çekilmesini emretmiş, ertesi gün kendisine sunulan tastaki suyu içmesinden sonra kırk gün boyunca Tevrat’ı yazdırmıştır. Yahudiler Tevrat’ı bu şekilde yeniden yazması dolayısıyla Üzeyir’i “İkinci Musa” olarak isimlendirmekte; Hz.Musa gelmeseydi Tevrat’ın Ezra’ya verileceğini kabul etmekte idiler.
Ezra’nın (Üzeyir) yok olan Tevrat’ı ezbere yeniden yazması, bu Tevrat’ın daha sonra yaşlı bir kadının saklayıp ortaya çıkardığı Tevrat’la da aynı olduğunun görülmesi üzerine, Yahudilerin ona olan hayranlığını artırdığı ve bunun sonucu olarak onu “Allah’ın oğlu” olarak niteledikleri bilinmektedir. Kohen (Harun soyu) ailesine mensup Üzeyir’i ( Katip Ezra) Hz. Peygamber zamanındaki Yahudilerin “Allah’ın oğlu” olarak kabul etmeleri, yine Kohen ailesine mensup o dönemdeki Medine civarında bulunan Nadir ve Kureyza Yahudileri tarafından Harun soyu olmasından ötürü bu şekilde kabul ettiklerini söylemek mümkündür.
Yahudi tarihinde Süleyman Mabedinin yıkılmasıyla Kohenlerin fonksiyonlarını kaybetmeleri ve Yahudilerde siyasi ve dini idarenin Kohen soyuna mensup olmayan kimselere geçmesi, Ezra’ya yüklenen değeri zamanla unutturmuştur. Diğer yandan peygamberlerinin (İsa Mesih) “Allah’ın oğlu” olduğunu iddia eden yeni bir kesime (Hristiyanlar) eleştiri yönelten bir dinin (yahudiliğin) kendisindeki böyle bir iddiayı da askıya aldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 9. ve 10. asırlarda Üzeyir’i hala “Allah’ın oğlu” olarak kabul eden Yahudilerden tarihçiler bahsetmektedir.
El Cahiz (ö. 869) bazı Yahudilerin, Makdisi (ö. 966) ise kendi zamanında Filistin Yahudilerinin bir kısmının Üzeyir’i yüceltmek için ona Allah’ın Oğlu (İbnullah) dediklerini rivayet ederler…” Kaynak: https://www.kurandaceliskiolmaz.net